İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), şehrin batı yakasında 4 milyon kişiye hizmet verecek olan Sefaköy – Beylikdüzü – TÜYAP Metro Hattı’nın yapımı için 5. kez Cumhurbaşkanlığı’na başvuruda bulundu. Bu önemli ulaşım projesi, İstanbul’un batı yakasında yaşayan ve raylı sistem erişimi olmayan yaklaşık 4 milyon İstanbullu için uzun yıllardır beklenen bir çözüm olarak öne çıkıyor.
Projenin Önemi ve Güncel Durum
Sefaköy – Beylikdüzü – TÜYAP Metro Hattı projesi, İBB tarafından proje ve finansmanı hazırlanan bir girişim olarak dikkat çekiyor. Projeye ilişkin son başvuru süreci, projenin önemini ve şehrin ulaşım altyapısındaki gereksinimleri bir kez daha vurguluyor. Proje, 2022 yılında tamamlanan teknik raporları ve fizibilite çalışmaları ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından onaylanmış olmasına rağmen, gerekli dış finansman sağlanamadığı için 2024 Kamu Yatırım Programı’na dahil edilmemişti.
Entegrasyon ve Etkiler
Metro hattı, Beylikdüzü’nden Çobançeşme’ye kadar uzanan metrobüs aksını takip ederek bu bölgedeki trafik yoğunluğunu azaltacak ve İstanbul’un batısında yaşayan vatandaşlar için modern ve etkili bir ulaşım alternatifi sunacak. Proje ayrıca, Küçükçekmece’deki Halkalı – Gebze Marmaray Hattı ile entegre olacak ve Esenyurt-Saadetdere Uzatma Hattı ile HIZRAY projesiyle birlikte bölgeye ekspres metro hizmeti sağlayacak.
Toplumsal Tepkiler ve Siyasi Durum
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, proje için yapılan başvurunun reddedilmesine tepki göstermiş ve projenin hayata geçirilmesi için kamuoyunu bilinçlendirmek amacıyla çeşitli kampanyalar düzenlemiştir. Projenin, İstanbul’un genel ulaşım ağına katkı sağlayacağı ve şehrin gelecekteki ulaşım ihtiyaçlarını karşılayacak kapasitede olduğu vurgulanmaktadır.
Sonuç
İstanbul’un batı yakasında yaşayan 4 milyon nüfus için hayati önem taşıyan Sefaköy – Beylikdüzü – TÜYAP Metro Hattı projesi, şehrin ulaşım altyapısını modernize ederek hem vatandaşların yaşam kalitesini artıracak hem de ekonomik ve sosyal açıdan önemli katkılar sağlayacaktır. Projenin en kısa sürede tamamlanarak hizmete girmesi, İstanbul’un sürdürülebilir kalkınması ve geleceği için kritik bir adım olarak değerlendirilmektedir.
