Kenya’nın yeni standart hatlı demiryolunun bir parçası olan Nairobi istasyonu. Kenya hükümeti geçen yıl Çin’den aldığı 5 milyar doları geri ödemek için 30 yıl daha süre isteyeceğini açıklamıştı (Macabe5387/CC BY-SA 4.0)
Bu ay yayınlanan bir rapor, Çin’in Afrika’da altyapı yatırımları yoluyla kazandığı yeni baskın rolüne dikkat çekiyor ve Çin ile ABD ve G7 müttefikleri arasındaki nüfuz rekabetinin, önceki yüzyıllardaki emperyal Büyük Oyun siyasetinin 21. Yüzyıl versiyonuna dönüşme riski taşıdığı uyarısında bulunuyor.
Serbest ticaret düşünce kuruluşu Hinrich Vakfı tarafından hazırlanan rapor, Çin’in Afrika’daki baskın etki olarak Batılı ülkelerin yerini aldığına dair çarpıcı bir tablo çiziyor.
Rapora göre 1990 yılında 50 milyon dolar ve üzeri altyapı projelerinin %85’ini Batılı şirketler inşa ederken, Çinli şirketler hiçbirini inşa etmiyordu.
2013 yılına gelindiğinde bu tür projelerde Batı’nın payı %37’ye düşerken Çin’in payı %12’ye yükselmiştir.
Şu anda ise Çin %31’lik payla hakim konumdayken batılı şirketlerin payı %12’de kalıyor.
Raporun yazarı, kıdemli araştırma görevlisi Keith Rockwell, Batı’nın Afrika yatırımlarını ihmal ettiğini ancak artık “boş boş oturmadığını” söylüyor.
G7 ülkeleri bu yıl Mayıs ayında Hiroşima’da gerçekleştirdikleri zirvede, beş yıl içinde 600 milyar dolar taahhüt ettikleri 2022 Küresel Altyapı ve Yatırım Ortaklığı’nı (PGII) genişletme sözü verdiler.
Rockwell, bataryalardan elektrikli araç motorlarına kadar düşük karbonlu teknolojiler için gerekli olan lityum, nikel ve kobalt gibi metallerin Afrika’nın yeşil mineraller olarak adlandırılan değerli rezervlerinde bulunmasının bu ilgiyi arttırdığını belirtiyor.
Altyapı finansmanının Afrika ülkelerinin borçlarını arttırdığının görülmesi üzerine Rockwell, Afrikalı liderleri, nüfuz için rekabet eden her iki tarafın da borç bağımlılığından kaçınmak için, yeni ortaya çıkan Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi de dahil olmak üzere birlikte çalışmaya çağırıyor.